Sosyal Medya

Makale

Evet, BarzaniÂ’yi tercih ediyorum

Irak merkezî yönetimi ile Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY) yahut İbadi ile Barzani arasında bir tercih yapmaya mecbur muyuz diye soruluyor.

Ben ÅŸahsen böyle bir mecburiyet hissediyorum ve IKBY’yi / Barzani’yi tercih ediyorum. Bunu yaparken, IKBY’nin mükemmel bir yönetim olduÄŸunu ve Türkmenlere mükemmel davrandığını söylüyor deÄŸilim. (Herhalde Irak merkezî yönetiminin Türkmenlere mükemmel davrandığı da ileri sürülemez.) Åžunu söylüyorum ama: Türkmenlerin selametini IKBY veya duruma göre bağımsız Kürdistan bünyesinde temin etmek, herhalde Irak merkezî yönetimi altında temin etmekten daha kolay olur. (Hem resmî IKBY topraklarında hem de Kerkük’te IKBY ve hatta bağımsız Kürdistan taraftarı Türkmen gruplarının da bulunduÄŸunu belirtmekte fayda var.)

Daha evvel yazmıştım, tekrar edeyim: “Kerkük’ün kendine mahsus bir statüsünün olması gerektiÄŸi söyleniyor. DoÄŸrudur. Peki bu özel statü niye IKBY yahut duruma göre bağımsız Kürdistan dahilinde olmasın? Burada daha hatırı sayılır bir nüfus oranı teÅŸkil etmez mi Türkmenler? Daha güçlü bir varlık sergilemezler mi? Yardıma ihtiyaçları olduÄŸunda Türkiye’nin onlara yardım etmesi daha kolay olmaz mı? Hükümetimiz, IKBY yönetimi ve Kerküklü Türkmenleri böyle bir formül üzerinde uzlaÅŸtırsa ne güzel olur.”

Senelerdir bu fikri savunuyor olmama raÄŸmen beni Iraklı Türkmenlerin vaziyetini önemsememekle suçlayanlara teessüf ederim. IKBY ile iyi münasebetlerimizi korumayı ve geliÅŸtirmeyi savunurken Türkiye’nin deÄŸil IKBY’nin menfaatlerini gözettiÄŸimi ileri sürenlere de teessüf ederim. ‘Aman IKBY ile papaz olmayalım’ diye çırpınıyorsam, Ankara-Erbil dostluÄŸunun içtimaî, siyasî, iktisadî ve hatta askerî bakımdan Türkiye’nin -ve IKBY’nin- faydasına olduÄŸunu düşündüğüm, Türkmenlerin selametini de bu dostluÄŸun bekasında gördüğüm için çırpınıyorum.

IKBY, bilhassa Barzani aleyhindeki söylemlerde sıkça sergilenen şovenizmin Türkiye Kürtlerinde yol açtığı duygusal kırılmayı mesele edinişim de vatan millet nâmınadır. Burada zikredemeyeceğim kadar iğrenç sözlerle sergilenen bu şovenizm belki vatan sevgisinden kaynaklanıyor ama o vatan sevgisi hiç akıllıca değil. Vatanı akıllıca sevmek lazım.

***

Kerkük ve diÄŸer tartışmalı bölgeler bir yana… IKBY BaÅŸkanı Mesud Barzani’ye baÄŸlı PeÅŸmergeler, Erbil-Kerkük karayolu üzerinde hendekler kazıyor; demek ki Barzani, Irak -dolayısıyla Ä°ran- ordusunun tartışmalı bölgelerle yetinmeyip resmî IKBY topraklarına yönelebileceÄŸi endiÅŸesini taşıyor.

Türkiye siyasetinde ve medyasında hakim olan havaya bakılırsa, böyle bir geliÅŸme de sevinçle karşılanacak. Kürdistan macerası bitiyor diye bayram edilecek. Erbil Kalesi Barzani’nin başına yıkılıyor diye kına yakılacak. Sanki Irak Kürtlerinin 80 senedir verdiÄŸi ve çok daha zorlu ÅŸartlar altında bile vazgeçmediÄŸi mücadele böylece bitirilebilirmiÅŸ, küllerinden tekrar tekrar dirilerek yükselttikleri bayrak bu ÅŸekilde tarihin çöp tenekesine atılabilirmiÅŸ gibi! Sanki Barzani’nin ezilmesine çanak tutarak Kuzey Irak’ta PKK/PYD zemininin güçlenmesine ve geniÅŸlemesine hizmet etmek marifetmiÅŸ gibi! Ä°ran derin devletinin kontrolüne giren Talabani cenahının ekmeÄŸine yaÄŸ sürmek de marifet deÄŸil.

Mevcut atmosferde ne kadar eğreti duracağını bilerek söylüyorum: Hükümetimiz, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerle ilgili rezervlerini korusa bile, resmî IKBY topraklarına yönelik bir saldırı ihtimaline endişeyle bakmalı.

Böyle bir planın var olduÄŸunu farz ederek, plan sahiplerini cesaretlendirici deÄŸil caydırıcı söylemler ve tavırlar geliÅŸtirmeli. “Ä°ran’la sınırımız yeterince uzun, bir de IKBY toprakları eklenmesin o sınıra. ÇeÅŸitliliÄŸi koruyalım ki manevra kabiliyetimiz daralmasın” diye düşünmeli. Ve Türkiye’ye dost olduÄŸunu ispat eden Barzani’nin üstüne titremeli.

***

Ä°ran’la ilgili bazı mülahazalarımı mezhep taassubu, Sünni asabiyeti, Åžii düşmanlığı olarak görenler / gösterenler var. Bir teessüf de onlara…

GeçmiÅŸte Ä°ran yönetimine, “Hizbullah” diye anılan Lübnanlı milis grubuna, Suriye’deki BeÅŸÅŸar Esed yönetimine dizdiÄŸim methiyeler buradan Fizan’a yol olur. ‘Hamaney Åžii,  yaramaz’, ‘Nasrullah da Åžii, tu kaka’, ‘BeÅŸÅŸar Esed Alevi, boÅŸ geç’ diyenlerden olmadım hiç. ‘Saddam Hüseyin Sünni, El Kaide de Sünni, öyleyse baÅŸ göz üstüne’ filan da demedim. Ä°ttihad-ı Ä°slam için Ä°ran’la, “Hizbullah”la, Esed’le safları sıklaÅŸtırmayı savundum yıllarca. Ä°lgili yazılarım ve kitaplarım arÅŸivlerde duruyor, merak eden arayıp bulsun.

Ä°ran ve mezkûr müttefiklerinin Suriye’de yerden göğe kadar haklı olan hürriyet ve adalet taleplerini kan deryasında boÄŸmaya çalışmaları, on binlerce masum insanı hunharca katletmeleri, onlara bakışımı deÄŸiÅŸtirdi. Ä°ran’ın kontrolündeki HaÅŸd-i Åžaabi’nin Irak’ta estirdiÄŸi terör fırtınası da buna tuz biber ekti. Åžimdi onlara büyük bir öfke duyuyorum, evet. Åžii-Alevi diye deÄŸil, mücrim ve müfsit oldukları için. ÅžiiliÄŸi-AleviliÄŸi suiistimal edip zulüm yolunda tepe tepe kullandıkları için. Onlara duyduÄŸum öfkeyi Åžii-Alevi düşmanlığına yorarsanız, SünniliÄŸi istismar edip zulüm yolunda tepe tepe kullanan “IŞİD”e duyduÄŸum öfkeyi de Sünni düşmanlığına yormanız gerekir. Saçmalık bu.

Her ÅŸeye raÄŸmen Ä°ran’la mümkün mertebe iyi münasebetlerin geliÅŸtirilmesini destekliyorum ve bunların uzun vadede Ä°ran’ın ıslahına vesile olacağını umuyorum. Bununla beraber, emperyalist emellerini ve Irak ile Suriye’de Türkiye’yi durduran bir hat oluÅŸturma gayretini daima göz önünde tutarak, Ä°ran’a karşı tedbiri elden bırakmamamız gerektiÄŸini düşünüyorum.

Bunun konumuzla ilgisine gelince… Yeni Åžafak’ta Ä°brahim Karagül, Kuzey Irak’taki son geliÅŸmelere gösterilen bazı tepkileri ele aldığı dünkü yazısında “Ne yani Türkiye’yi Ä°ran tehdidinden Barzani mi koruyordu?” diye sordu. Cevap: Evet. Ä°ÅŸin öyle bir yönü de var tabii.

kaynak: KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.